6 Mayıs 2015 Çarşamba

KAPADOKYA GEZİ NOTLARI...


   Mayıs ayı kültür gezileri için çok uygun bir tarih bence. Biz de arkadaşlarla Kapadokya'ya gitmeye karar verdik.
   Sabah daha gün doğmadan İstanbul'dan yola çıktık.İlk durağımız Tuz Gölü oldu, fakat yağmur ve soğuk nedeniyle pek fotoğraf çekemedik.
   İlk durağımız Kapadokya'nın en büyük kale manastırı: Selime Katedrali. Kapadokya'da Hıristiyanlar tarafından yaklaşık 1700 yıl önce ilk yüksek sesli ayinin yapıldığı Selime Katedrali turistlerin ilgi odağı.
    Yılın en kalabalık günlerini yaşayan Kapadokya'da her yer kuyruk. Hemen bir müze kart ediniyoruz. Müze kart kuyruğu beklememek için kartınızı önceden alırsanız rahat edersiniz.
   Sıra Ihlara Vadisi'ne geliyor. Gidenlerden merdiven kelimesini çok duymuştum, bu nedenle eşofman ve spor ayakkabı giymeniz şart.
   150 m derinliğindeki Ihlara Vadisi yüzlerce kilise ve nefis doğası ile harika bir yürüyüş parkuru. Kuş cıvıltıları ve su sesi eşliğinde , burada yıllar önce yaşayanları hayal ederken yorulduğunuzu anlamıyorsunuz. Vadinin uç noktasındaki çay bahçesi portakal suyu ile içinizi serinletiyor.
   Sıra Derinkuyu Yeraltı şehrine geliyor. Karnımız da iyice acıkıyor. Yeraltı şehrine girmeden önce gözleme yapan yerler var.
    Dünyanın 9. harikası olarak uzmanlar tarafından literatüre geçmiş bu yeraltı şehri , yerin 8 kat altında . Hem sığınak, hem ibadethane,hem okul,hem mahsen daha pek çok şey.Daracık alçak merdivenlerden iniyorsunuz. Sağlık problemi olanlar asla girmemeli. Biz oradayken biri fenalaştı ve trafik fena tıkandı. Bir gurup iniyor, bir gurup bekliyor. Havalandırma sistemi o yıllarda nasıl yapılmış akıl sır ermiyor.
   Gün batımı yaklaşırken Uçhisar Kalesi'ne rotayı çeviriyoruz. Muhteşem Kapadokya manzarasında gün batımını izlemek günün tüm yorgunluğunu alıyor. Bu arada müze kart sadece Uçhisar kalesinde geçmiyor.
  Artık otelimize gitme vakti geliyor. Her bölgede otel var fakat biz tesadüfen Göreme'yi tercih ederek çok iyi yapmışız çünkü Kapadokya'nın kalbi Göreme imiş. Cave tarzı otel tercih ederseniz yörenin havasını ruhunuzda hissedersiniz.
Akşam yemeği için yöresel lezzet duraklarını tercih ederseniz Dibek ve Seten restoran çok güzel fakat önceden yer ayırtmalısınız. Tutmaç çorbası ve şarapları muhteşem.
  Ertesi gün sabah 6 da gökyüzündeki muhteşem balonları maalesef göremedim çünkü uykuya yenik düştüm.Eşim ve Alev Özkan bu görevi üstlenerek büyük bir iş başardılar, harika fotoğraflar çektiler.
Kahvaltı sonrası Göreme Açık Hava Müzesi ve Zelve Açık Hava Müzelerini keyifle gezdik.

     Anne-baba-çocuk peri bacasını görmeden olmazdı.
Kapadokya için 2 gününüzü ayırın; yiyin,için,gezin,görün,gelin.Emin olun buna değer...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder